Climbing the Tallest Tree

En uzun ağaca tırmanmak

Trepando el árbol más alto

Every morning, Mother and I practice school. The neighbors ask, "Where is Aiden?"

"Climbing the tallest tree." Mother responds.

 Cada mañana, mamá y yo practicamos la escuela. Los vecinos preguntan, "¿Dónde está Aiden? "

"Trepando el árbol más alto. "Madre responde.

Her sabah, annem ve ben okul antrenmanı yapıyoruz. Komşular soruyor, "Aiden nerede? "

"En uzun ağaca tırmanmak. "Annem cevap veriyor.

Everyday, I climb the tallest tree in the yard. I can see the tops of people's heads, the roofs of passing cars, the school bus coming down the street, and I watch as people go throughout their day. I hear the conversations of everyone around me.

Her gün avludaki en uzun ağaca tırmandım. İnsanların kafalarının üstlerini, arabaları geçiren çatıları, caddeden gelen okul otobüsünü görebiliyorum ve insanların kendi gün throughhout izleyeceğim. Etrafımdaki herkesin konuşmalarını duyuyorum.

Todos los días, subo al árbol más alto del patio. Puedo ver la parte superior de la cabeza de la gente, los techos de los coches que pasan, el autobús escolar que viene por la calle, y miro como la gente va throughhout su día. Oigo las conversaciones de todos los que me rodean.

The children next door come home around 3:00pm everyday and they argue and fight.

They do not like going to school. They do not get along.

I listen to them as I sit in my tree. I wonder what it is like to have a brother or a sister. If I had a brother or a sister, I would not argue with them.

I wonder how it feels to ride the bus. I wonder if I would like school and if my teachers would let me climb the trees there like Mother does.

Yandaki çocuklar her gün saat 3:00 ' de eve gelip tartışıp kavga ederler.

Okula gitmeyi sevmiyorlar. Onlar değil.

 Ben ağaca otururken dinlerim. Bir ağabeyi ya da kız kardeşi olmanın nasıl bir his olduğunu merak ediyorum. Bir kardeşim ya da kız kardeşim olsaydı onlarla tartışmayacağım.

Otobüsle seyahat etmenin nasıl bir duygu olduğunu merak ediyorum. Eğer okul ve öğretmenlerim beni orada bir anne olarak ağaçlar tırmanmaya izin istiyorum merak ediyorum.

Los niños de al lado vienen a casa alrededor de las 3:00PM todos los días y discuten y pelean. No les gusta ir a la escuela. No se llevan bien. Los escucho mientras me siento en mi árbol. Me pregunto cómo se siente tener un hermano o una hermana. Si tuviera un hermano o una hermana, no discutiría con ellos.

Me pregunto cómo se siente viajar en autobús. Me pregunto si me gustaría la escuela y si mis profesores me dejaban subir los árboles allí como madre.

The man that lives behind me comes home with a grouch on his face and uses loud and angry words. Mother tells me that he works a lot. I think he is lucky because he sees his family everyday. Why would he be grouchy?

Arkamda yaşayan adam, yüzünde bir dırdırcı ile eve gelir ve sesli ve öfkeli sözler kullanır. Annem çok çalıştığını söyledi. Bence şanslı çünkü ailesini hergün görüyor. Neden huysuz olsun ki?

El hombre que vive detrás de mí llega a casa con un NAG en la cara y utiliza palabras y furiosas voces. Mamá dijo que trabajaste duro. Creo que tiene suerte porque ve a su familia todos los días. ¿por qué iba a ser gruñón?